Ana içeriğe atla

Başarıya Giden Yol: Küçük Adımlarla Büyük Hayaller


Hedefe ulaştıracak 9 formul

Başarıya Giden Yol: Küçük Adımlarla Büyük Hayaller

 Bir zamanlar küçük bir kasabada, Asya adında bir kız yaşardı. Asya, her zaman büyük hayaller kuran ama nereden başlayacağını bilemeyen biriydi. Bir gün, kasabanın bilge yaşlısı ona önemli bir ders vermeye karar verdi.

   Yaşlı adam, Asya’ya sordu: "Hayatta ne başarmak istiyorsun?"

   Asya biraz düşündü ve "Bir gün kendi işimi kurmak istiyorum," dedi. "Ama nasıl yapacağımı bilmiyorum." 

   Bilge yaşlı adam gülümsedi ve ona bir defter uzattı. "Öyleyse, ilk adımını atmış oluyorsun. İlk olarak hedeflerini yaz. Ne yapmak istediğini yazıya döktüğünde, onları daha gerçekçi hale getirirsin."

  Asya deftere büyük bir başlık attı: "Kendi İşimi Kurmak." Ancak bir sorun vardı. Bu hedef hala çok uzaktı ve nasıl başaracağını düşünmek ona korkutucu geliyordu. Yaşlı adam ona tekrar rehberlik etti: "Hedeflerini yazdıktan sonra, gözünde canlandır. Bu hedefe ulaştığında kendini nerede görüyorsun? Başardığını hayal et."

  Asya gözlerini kapattı ve kendini büyük bir kafenin sahibi olarak hayal etti. İnsanlar kahvelerini alıyor, arkadaşlarıyla sohbet ediyor ve kafe dolup taşıyordu. Bu vizyon ona güç verdi.

  "Şimdi," dedi bilge, "kendine bir bitiş çizgisi belirle. Ne zaman bu hedefe ulaşmak istiyorsun?" Asya biraz düşündü ve "Beş yıl içinde," dedi kararlı bir sesle.

   Yaşlı adam Asya’ya gülümsedi. "Bu harika. Ama beş yıl çok uzun bir zaman. Hedeflerini daha ulaşılabilir hale getirmen gerek. Hedeflerini küçük bölümlere ayır."

  Asya, iş kurmak için yapması gerekenleri düşündü: bir işletme planı yazmak, sermaye bulmak, yer bulmak ve malzemeleri satın almak. Her adım daha küçük ve daha yönetilebilir görünmeye başlamıştı.

  Yaşlı adam, "Şimdi yapman gereken şey," dedi, "hemen ilk adımı atmak. Hedefin ne kadar büyük olursa olsun, ilk adım her zaman en önemlisidir."

  Asya, hemen araştırmalara başladı ve nasıl bir işletme planı yazacağını öğrenmeye koyuldu. "Bu sadece başlangıç," dedi yaşlı adam. "Ama her gün küçük bir adım atmaya devam et. Bu şekilde sonunda büyük hayallerine ulaşacaksın."

  Haftalar geçti ve Asya her gün biraz daha ilerledi. Küçük şeyleri zamanla büyük ölçekte gerçekleştirmeyi öğrendi. İlk olarak, kafe konseptini belirledi. Ardından küçük bir sermaye buldu. Her adım onu hedefe daha da yaklaştırıyordu.

   Sonunda yaşlı adam, ona son bir tavsiye verdi: "Asya, başarı sadece hedeflerini belirlemekle kalmaz. Aynı zamanda inisiyatif almak ve doğru an geldiğinde harekete geçmektir. Kendi yolunu çizmekten korkma."

  Asya, yaşlı adamın tüm söylediklerini yaptı ve birkaç yıl sonra, gözünde canlandırdığı kafeyi açmayı başardı. Her gün ona öğretilen basit ama güçlü bir cümleyle uyanıyordu: "Yapabileceğine inan."

  Ve gerçekten inandı. Inandığı için başardı

Hayallerimiz

Hayallerimiz okyanus kadar büyük olsada , küçük damlalarla o okyanusa ulasmak bizim elimizde.

Hedefe ulaştıracak 9 formul

1. Kendine net hedefler koy ve bunları yazıya dök.

2. Hedeflerine ulaştığını hayal ederek zihninde canlandır.

3. Ulaşmak istediğin noktayı ve zamanı belirle.

4. Hedeflerini daha küçük ve yönetilebilir adımlara ayır. 

5.Hedeflerine ulaşma yolunda ilk adımı atarak süreci başlat.

.6 Her gün ilerlemek için küçük de olsa bir adım at.

7. Küçük adımların, zamanla büyük sonuçlar doğuracağını unutma.

8. Doğru zamanda harekete geçerek sorumluluk al.

9. Başarabileceğine dair kendine güven ve inan.

hayallerimize ulaşmak için blogumuzda ki başka güzel hikayeleri okumak için tıklayınız.

Yorumlar

Popüler yazılar

Zorbalığın üstesinden gelen dostluk

Zorbalığın Gölgesindeki Dostluk Bir zamanlar küçük bir kasabada, aynı sınıfta okuyan üç yakın arkadaş vardı: Hülya, Seda ve Büşra. Her gün birlikte okula giderler, ders aralarında neşeyle sohbet ederlerdi. Ancak, bir gün sınıflarına yeni bir öğrenci katıldı. Adı Sarp’tı ve kasabanın en güçlü çocuklarından biriydi. Sarp, okulun ilk gününden itibaren sınıfta kendine bir yer edinmeye çalıştı, ancak bunu arkadaşlarına zorbalık yaparak elde ediyordu. Hülya, Seda ve Büşra, ilk başta Sarp’ın onları rahatsız etmeyeceğini düşündüler. Ancak, zamanla Sarp, özellikle Büşra'ya takılmaya başladı. Büşra’nın uzun, dalgalı saçları ve sakin tavrı, Sarp’ın alay konusu olmuştu. "Sana kuaför bulmamız lazım, bu saçlarla böyle gezilmez!" diye dalga geçiyordu. Hülya ve Seda, Büşra’ya destek olmaya çalışsalar da, Sarp’ın zorbalıkları gitgide daha dayanılmaz hale geliyordu. Sarp, Büşra’nın eşyalarını saklamaya, onun hakkında dedikodular yaymaya başladı. Büşra ise bu durumdan dolayı içine kapanmay...

Mahremiyet ve Teşhir: Hayatımızdaki İnce Denge

 İnsan doğası gereği, izlenmekten ve gözetlenmekten hoşlanmaz. Yaptığı bazı eylemlerin gizli kalmasını, başka bir ifadeyle hayatında özel bir alanın bulunmasını arzular. Bu durum insanın yaratılışından kaynaklanan bir ihtiyaçtır. Ancak konu sanal dünyaya geldiğinde bu durum değişebilir. İnsanlar, burada gözetlenmeyi arzulayan bir tutum sergileyebilir. Günlük hayatta mahremiyetin zarar göreceğini düşündüğü için izlenmeye karşı çıkan bir birey, sanal ortamda bu konuyu o kadar önemsemeyebilir. Teşhir kelimesi “duyurmak, göstermek, açıklamak ve sergilemek” anlamlarını taşır. Ayrıca, herkesin görebileceği şekilde yayıp göstermek ya da sergilemek şeklinde de tanımlanabilir. Bu kelimenin kökeni “şöhret” kelimesine dayanır. Teşhir, şöhreti elde etme ve sürdürme noktasında önemli bir araç olarak kabul edilir. Şöhret hedeflendiğinde, teşhir bir şekilde devreye girer. Mahremiyet ise, kişinin gizli kalması istenen yönlerini ifade eder. “Başkalarından saklanan, görünmesi ya da duyulması istenme...

Kitap seçerken ilk izlenim ne olmalı?/kitap okurken nelere dikkat etmeliyiz ve nasıl okumalıyız?

Kitabın sayfalarını seri bir şekilde çevirin. İçerisinde fark ettiğiniz vurgulu yazılmış ifadeleri okuyun. Varsa resim ve tablolara göz gezdirin, ihtiyaç duyarsanız herhangi bir bölümden birkaç sayfa okuyun. Okuduğunuz bilgilerin aklınızda kalması için, okumayı sevmek için, okuma alışkanlığı kazanabilmek için, bilinçli bir okuyucu olabilmek için, okuma konusundaki ihtiyaçlarınızı giderebilmek için, okurken sıkılmadan usanmadan okuyabilmek için neler yapabiliriz? Öncelikle okuma işini asla ertelemeyin. İlk fırsatta hemen okumaya başlayın. Okumak için uygun ortam oluşturun.  Okuma sırasında sosyal medyadan uzak durun. Herhangi bir şeyin dikkatinizi dağıtmasına ve motivasyonunuzu bozmasına izin vermeyin. Oturduğunuz yer rahat olsun. Bulunduğunuz ortamın ışığına ve havalandırmasına dikkat edin. Ama her şeyin tam olmasını bekleyerek okumayı ertelemeyin. Seyahat sırasında dahi oturarak veya ayakta okuyun. Okumakla ilgili hiçbir durumu okumamak için bahane etmeyin. Okumak için sürekli fır...

Sosyal Medyanın Dikkat Dağıtıcı Etkisi ve Odaklanma Becerinizi Geliştirme Yolları

 Bir işin ortasında, mesela bir toplantı devam ederken, video izlemek istiyor insanlar. Dikkat süresini 19 saniye olduğunu ispatlayan bir durum bu. Toplantıda olduğunuz için sesi açamıyor, yazılım bu durumu fark ediyor. metin altta yazı olarak görünüyor. Meşgul olduğunuz zamanda bile, videoya maruz kalmanızı kolaylaşıyor. Video içerik üretiminde öne çıkan uygulamalar, belki de kendilerini uykuyla ilişkilendiremedikleri için bu alanın dışında kalıyorlar. İstanbul'un yoğun trafiğinde bile, araç kullanırken video izleyen sürücülere rastlamak mümkün. Trafikte fırsat buldukça birkaç saniye izleyip yollarına devam ediyorlar. İnternetin olduğu her yerde izlenmeye çalışılan videoların farklı bir boyutu var. Özellikle bağlantısız, kesintisiz içerik anlayışı dikkat çekici. Günümüzde odaklanma süresi öyle azaldı ki, bir konuya sadece 19 saniye boyunca dikkat verebiliyoruz. Artık yarım saat boyunca tek bir konuya odaklanabilmek adeta bir başarı haline geldi. Uygulamalar, kullanıcıların ilgisi...

Okula uyum süreci/Ayrılık kaygısı/Okul fobisi

Okula uyum süreci/oryantasyon  OKULA UYUM SÜRECİ /OKUL FOBİSİ/AYRILIK KAYGISI Anaokullarında eğitimin başlamasına az kaldı.Çocuklarımız ağlıyor doğal olarak annelerinden ayrılmak istemiyor.Yeni bı ortama girecekler onlar için de hiç kolay değil.Anneler ve babalar olarak bize düşen sakin kalmak zira biz bile yeni bı ortama girdiğimizde aynı şekilde bı tedirginlik yaşıyoruz.Onlar daha çok küçük bunu siz ebeveynleri ve öğretmenleri sayesinde aşacaklar.Bu dönemde pedegogların bize önerdiği şeyleri burada sizlerle paylaşmak istiyorum. İlk olarak çocuğu okula bırakırken asla yalana basvurmayın. Ağlıyor diye çocuğu alıp eve götürmeyin.Kaçarak uzaklaşmayın. Mutlaka vedalaşarak ayrılın. Cocugunuza ne zaman doneceginizi söyleyin. Söylediginiz saatte okulda olun.Çocugun size güvenmesi ve endişelerinin azalmasında bunlar kritik noktalardır.Cünkü çocuklarımızın okula gitmek istememelerinin temel nedeni ayrılık kaygısıdır.Anne , babadan ayrılmak istemediği için okula gitmek istemez...

Çocuklara Zaman Yönetimini Öğretmenin Püf Noktaları

  Çocuklara Zaman Yönetimini Öğretmenin Püf Noktaları Çocuklar bebeklikten itibaren zamanlarının büyük kısmını aileleriyle geçirir. Zaman kavramını ve bu zamanı nasıl değerlendireceklerini de en çok ailelerinden ve eğitim süreçlerinden öğrenirler. Araştırmalar, çocuğun karakterinin %90’ının 7 yaşına kadar şekillendiğini gösteriyor. Bu nedenle özellikle 7 yaşına kadar alacakları zaman yönetimi eğitimi, ileride anın kıymetini bilen ve zamanı verimli kullanan bireyler olmalarına yardımcı olacaktır. Zaman Algısının Temelleri: 3-4 Yaş ve Sonrası Çocuklarda zaman kavramı genelde 3-4 yaş civarında gelişmeye başlar. Ancak bu eğitimi başlatmak için belli bir yaş sınırı yoktur. Doğumdan itibaren düzenli bir rutinin oluşturulması ve günlük konuşmalarda zamanla ilgili ifadelerin kullanılması, çocukların zaman algısının temellerini atar. Örneğin; “Sabah kalktık, kahvaltı yaptık, biraz sonra oyun oynayacağız” gibi cümlelerle zaman mefhumunu anlamalarına destek olunabilir. Zaman Algısına Hazır...