Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Eylül, 2024 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Kocanizla iletişim sorunlarınıza cevap?

 Kitap imzalatan yaşlı bir hanımefendi bana “Kocamla iletişim sorunlarımız var, ne yapmalıyım?” diye sordu. Yüzünde acı dolu, alaycı bir tebessüm vardı. Umutsuzdu ama yine de sormaktan kendini alamamıştı.    “İletişim tamamen kopmuş mu?” diye gülümseyerek sordum. “Tamamen değil,” dedi. Bir an durdu, derin bir nefes aldı ve ekledi: “Sıfırın bile altında!” “Eşiniz kaç yaşında?” diye sordum. “Yetmiş sekiz,” dedi. Yüzüne baktım, göz göze geldik. Benim 'Elimden ne gelir ki?' bakışıma, onun 'Biliyorum, ama sormadan duramadım' bakışıyla cevap verdi. Hüzünlü bir veda bakışıyla imzaladığım kitabı aldı ve sessizce uzaklaştı. Diğer okuyuculara bakarken, aklım hala o yaşlı bayandaydı ve içimde bir burukluk hissettim. Bu karşılaşma beni derinden etkiledi ve düşündürdü:   Acaba, aynı evde birlikte yaşamak zorunda olan yaşlı çiftlerin kaçı bu durumda? Bu acıya nasıl katlanıyorlar?   Sıfırın altında iletişim olur mu? Evet, olabilir. Buna 'zehirli iletişim' diyebileceğim bir tür...

ANNE SEVGİSİNİN ÖNEMİ

 Bir çocuğun hayatında annenin önemini, Psikolojik Danışman Mehmet Emin Bakırdemir ile ele aldık. S. Çocuk için Anne neyi ifade eder?  C. Anne , çocuğu dünyaya getiren ve onun gelişiminde en önemli rolü oynayan kişidir. Çocuğun genetik özelliklerini anne ve babadan alsa da, annenin etkisi baba ve çevre faktörlerine kıyasla daha fazladır. Annenin yediği yiyecekler, içtiği içecekler, soluduğu hava ve ruhsal durumu hamilelik sırasında bebeğe yansır. Bu dönemde bebek, annenin bir parçası gibidir. Hatta hamilelikte anne yeterli kalsiyum almazsa, bebek ihtiyaç duyduğu kalsiyumu annenin kemiklerinden alabilir ve bu da annenin kemik yapısında zayıflamaya yol açabilir. Doğumdan sonra anne ile bebek arasındaki biyolojik ve duygusal bağ farklı bir boyuta geçerek devam eder. Bebek, annenin sıcaklığına, dokunuşuna, sevgisine, koruyuculuğuna ve ihtiyaçlarının karşılanmasına ihtiyaç duyar. S. Annenin olmadığı durumlarda çocuk nasıl etkilenir ?  C. Anne yokluğu, her yaşta çocuğu az ya da...

Kış Hazırlıkları ,konserveler

 Köy hayatı bir başkadır; havası, kokusu, toprağı ve hareketliliği ile farkını hissettirir. Şehirde kış mevsiminde yağmurdan, çamurdan kaçmanın telaşı varken, köyde bu telaş kış hazırlıkları için yaşanır.  Bahçede yetiştirilen ya da mecburen satın alınan sebzeler çeşitli yöntemlerle konserve yapılır. Neden "mecburen" dediğimizi tahmin ediyorsunuzdur. Çünkü köyde hiçbir şey israf edilmez, kolay kolay ziyan edilmez. Yaz mevsiminde yetişen sebzeler, konserve yapılarak kış aylarına kadar korunur. Kimi sebzeler diğerleriyle karıştırılarak pişirilmeye hazır hale getirilir, kimisi ise tek başına kavanozlara konur. Taze fasulyeler, domates ve patlıcanla biraz pişirilerek kavanozlara doldurulur. Kapya biber mutlaka közlenir. Patlıcan da bazen biberle birlikte, bazen ayrı ayrı közlenip saklanır. Fasulye, bezelye, bamya, biber, patlıcan, domates; yazın ne varsa kışa taşınır. Bu hazırlıkların elbette emek, çaba ve sabır gerektirdiği bir gerçektir. Eskiden bu hazırlıklar her evin olmazsa ...

Bebeklerde uyku, bebeği sallayarak uyutmak doğru mu?

 Uyku, hepimizin en savunmasız olduğu anlardan biridir.  Zihin ve beden, uykuya dalabilmek için kendini güvende hissetmeye ihtiyaç duyar. Stresli, günün fiziksel ve duygusal yükünü atamayan bireyler, bu yüklerle birlikte uykuya girerler ve deyim yerindeyse "tetikte" bir uyku yaşarlar. Bu tür uykular, sık sık bölünen, huzursuz ve uyandığınızda hala yorgun hissetmenize neden olan "kalitesiz" uykular olarak tanımlanır.  Bu nedenle, sakinleşme ve rahatlama süreçlerini sağlıklı bir şekilde tamamlayan bireyler, daha kaliteli bir uyku deneyimi yaşarlar. Bebekler için de aynı süreçler geçerlidir, ancak onların durumu daha kritiktir. Bebekler , yetişkinler gibi kendi kendilerini sakinleştirme ve dingin bir hale geçme yeteneğine sahip değildir. Bu ihtiyaçlarını yalnızca bizimle kurdukları ilişkiler ve uygun koşullar sağlandığında giderebilirler. Bu yüzden, bebeklerin uyku öncesinde sakinleşmelerine nasıl destek olduğumuz, onların uyku kalitesini doğrudan etkiler. Bebeği salla...

Hocanın duasını almak:Hattat Hafız Osman'ın hikayesi

 Osmanlı devrinde yaşamış meşhur Hattat Hâfız Osman, babadan yetim bir çocuktu. On bir yaşına geldiğinde gece gündüz hat sanatına çalışmaya başladı. Vâlidesiyle beraber İstanbul’un Cibali cihetlerinde, harap bir hânenin tavan arasında yaşıyorlardı. Eyüpsultan’da bulunan hocasının evine haftada iki defa gider, yazdıklarını gösterirdi. Kış gelmiş, yağmurlar, çamurlar, sokakları geçilmez bir hâle getirmişti. Osman Efendi, yırtık pabuçlarıyla Cibali’den Eyüpsultan’a kadar gidip geliyordu. Annesi, bütün mahrûmiyetlere katlanıp ciğerpâresinin ayaklarını çamurlardan kurtarmak için bir çift çizme aldı. Hâfız Osman, buna çok sevindi. Fakat küçük kalbi, vâlidesinin çektiği bu zahmetlere karşı çok mahzûn oldu. Bir gün sabahleyin evden çıktı. Hava soğuk ve yağmurluydu. Sokaklar âdeta çamur deryası hâlinde idi. Kirletip de validesini üzmemek için ayağına giydiği çizmelerini, köşe başında çıkarıp koltuğunun altına aldı. Böylece yalınayak Eyüpsultan’a, hocasının hânesine kadar gitti. Hocaefendi s...

Çocuklarda şiddet eğiliminin nedenleri

Çocuklarda şiddet eğiliminin nedenleri   Dünya Sağlık Örgütü (WHO), şiddeti bir kişinin fiziksel güç kullanarak ya da diğer zorlayıcı yöntemlerle bir başkasına zarar vermesine, yaralanmasına ya da ölümüne yol açabilecek eylemler olarak tanımlamaktadır. Bu eylemler mağdurun hem bedenine hem de mal varlığına zarar verebilirken, aynı zamanda psikolojik hasarlara da yol açabilir. Failin mağdurun kültürel değerlerine de zarar vermesi olasıdır.    Son yıllarda yapılan araştırmalar, çocuklar ve gençler arasında şiddet eğilimin in arttığını ortaya koymaktadır. Çocuklarda görülen şiddet eğilimi nin tek bir nedeni bulunmamaktadır. Şiddetin ortaya çıkışında genetik faktörler kadar çevresel etkenler de rol oynamaktadır. Çocuklar genellikle şiddeti ailelerinden ve medya aracılığıyla öğrenmektedirler. 17 şehirde 1850 lise öğrencisiyle yapılan bir çalışmada, katılımcıların %74'ü ailelerinden şiddet gördüklerini ifade ederken, %65’i başkalarına şiddet uyguladığını belirtmiştir. Bu olduk...

Çocuklar hangi yaşta teknoloji kullanmaya başlamalı?, ebeveynler nelere dikkat etmeli

 Bir çocuk hangi yaşta ileri teknoloji medya araçlarını kullanmaya başlamalı? Bu soruya kesin bir yanıt vermek zordur, çünkü medya araçlarını kullanma becerisi sosyal çevre tarafından öğrenilir. Genellikle uzmanlar, internet bağlantılı akıllı telefon ve tabletlerin 13 yaşından küçük çocuklara verilmesinin uygun olmadığını belirtirler. Bunun sebebi, küçük çocukların özellikle sosyal medya platformlarında karşılaşabilecekleri tehlikeleri anlamakta güçlük çekmeleridir. Teknoloji Gelişim üzerinde olumsuz etkiler yaratabilir  Günümüzde yüksek teknoloji ve iletişim araçları o kadar yaygınlaşmıştır ki, ebeveynlerin çocuklarını bu araçlardan uzak tutması giderek zorlaşmaktadır. Hatta bazı durumlarda 2 yaşındaki bir çocuğa bile oyun amacıyla tablet verilmektedir. Ancak 0-2 yaş dönemi, çocukların zihinsel, fiziksel ve duygusal gelişiminin en hızlı olduğu dönemdir. Bu süreçte, çocukların duyu organları dış etkenlere karşı oldukça duyarlıdır. Teknolojik cihazlardaki hızla değişen görüntül...

Azmin Gücü: Başarıya Giden Yol

Azmin Gücü: Başarıya Giden Yol Genç bir girişimci olan Eren, hayatı boyunca hep büyük hayaller kurmuştu. Bir gün kendi işini kurmak için bir adım atmaya karar verdi. Bu yolculuk boyunca karşılaştığı zorluklar ona her zaman vazgeçmenin en kolay seçenek olduğunu düşündürdü, fakat her seferinde içindeki azimle " Vazgeçme, çabalamaya devam et." diyerek yoluna devam etti. İlk başlarda işler beklendiği gibi gitmedi. Bazı projeleri başarısız oldu, ama Eren pes etmek yerine çevresinden geri bildirim istemeyi öğrendi. Girişimci arkadaşlarına ve mentörlerine danışarak yaptığı hataları anlamaya çalıştı . Her geri bildirim, ona daha yaratıcı olmayı öğretti. Yaratıcılık kaslarını geliştirdikçe projelerinde fark yaratmaya başladı. Açık fikirli olmanın ne kadar önemli olduğunu fark etti. Her yeni fikre ve değişikliğe açık olduğu için, Eren’in bakış açısı genişledi ve bu da onu diğer girişimcilerden ayıran en önemli özelliklerden biri oldu . Ancak en büyük dersini, verdiği sözleri tutarak...

Başarıya Giden Yol: Küçük Adımlarla Büyük Hayaller

Hedefe ulaştıracak 9 formul Başarıya Giden Yol: Küçük Adımlarla Büyük Hayaller  Bir zamanlar küçük bir kasabada, Asya adında bir kız yaşardı. Asya, her zaman büyük hayaller kuran ama nereden başlayacağını bilemeyen biriydi. Bir gün, kasabanın bilge yaşlısı ona önemli bir ders vermeye karar verdi.    Yaşlı adam, Asya’ya sordu: "Hayatta ne başarmak istiyorsun?"    Asya biraz düşündü ve "Bir gün kendi işimi kurmak istiyorum," dedi. "Ama nasıl yapacağımı bilmiyorum."     Bilge yaşlı adam gülümsedi ve ona bir defter uzattı. "Öyleyse, ilk adımını atmış oluyorsun. İlk olarak hedeflerini yaz . Ne yapmak istediğini yazıya döktüğünde, onları daha gerçekçi hale getirirsin."   Asya deftere büyük bir başlık attı: "Kendi İşimi Kurmak." Ancak bir sorun vardı. Bu hedef hala çok uzaktı ve nasıl başaracağını düşünmek ona korkutucu geliyordu. Yaşlı adam ona tekrar rehberlik etti: "Hedeflerini yazdıktan sonra, gözünde canlandır . Bu hedefe ulaştığında...

Ödev problemi/Notlardaki düşüşü nasıl değiştirebilirsiniz..

   Erdemler bu konuda uç bir örneği temsil ediyor.10 yaşında ki oğulları Aliye yardımcı olabilmem için bana geldiler.Bay ve Bayan Erdem'in her ikisi de gayet başarılı ve maddi yönden de iyiydiler.Onlarin endişesi, oğullarının son zamanlarda notlarindaki ciddi düşüş nedeni yle idi.   Bana hemen Ali'nin okulda herhangi bir davranış problemi olmadığını söylediler. Notlarının gidişatı da her zaman gayet iyi olmuştu. Okulla alakalı hiçbir şeyin eve gelmemeye başlaması hariç Ali, evde de gayet terbiyeli bir çocuktu. Son zamanlarda ödevlerini eve getirmeyi "unutuyor " ve ödevini yapmama fikrinde direniyordu. Ödevlerini yapması için onun derslerinin başına oturtmak, her akşam gittikçe zorlaşıyordu.     Konuşmanın bu noktasında, Ali'nin okul başarısındaki bu düşüş için bir yığın muhtemel sebep düşünmeye başladım. Acaba ADD'li miydi? Ailede, onu duygusal olarak rahatsız eden bir şeyler mi olmuştu? Belki de depresyon geçiriyordu.      ...

Anne Sütünün Dil Gelişimine ve Zihinsel Gelişime Katkıları Neler

Anne Sütünün Dil Gelişimine ve Zihinsel Gelişime Katkıları Neler Emzirmenin dil gelişimine katkıda   bulunduğu pek bilinmeyen bir gerçektir. Bebekler, anne sütünü emerken ağız ve yüz kaslarını güçlendiren egzersizler yaparlar. En az 6 ay boyunca emzirilen çocukların bu kasları gelişir, bu da ilerleyen dönemlerde konuşma yeteneklerini olumlu yönde etkiler. Diş ve çene yapısı üzerinde etkisi Anne sütü almamış ya da altı aydan kısa bir süre emzirilmiş çocuklarda ileriki yaşlarda telaffuz sorunları görülebilir. Ayrıca, ağız ve yüz kaslarının yeterince gelişmemesi yutma güçlüğüne neden olabilir ve bu durum diş ve çene yapısının gelişimini de olumsuz yönde etkiler. Emzik ya da biberon kullanımı, bebeğin anne göğsünden süt emmesi kadar dil gelişimine katkı sunmaz. Zihinsel gelişimle ilişkisi Emzirilen bebeklerin zihinsel gelişimi daha sağlıklı bir şekilde ilerler. Yapılan çalışmalar, anne sütü alan bebeklerin ortalama zeka seviyelerinin daha yüksek olduğunu ortaya koymuştur. Bu nede...

Zorbalığın üstesinden gelen dostluk

Zorbalığın Gölgesindeki Dostluk Bir zamanlar küçük bir kasabada, aynı sınıfta okuyan üç yakın arkadaş vardı: Hülya, Seda ve Büşra. Her gün birlikte okula giderler, ders aralarında neşeyle sohbet ederlerdi. Ancak, bir gün sınıflarına yeni bir öğrenci katıldı. Adı Sarp’tı ve kasabanın en güçlü çocuklarından biriydi. Sarp, okulun ilk gününden itibaren sınıfta kendine bir yer edinmeye çalıştı, ancak bunu arkadaşlarına zorbalık yaparak elde ediyordu. Hülya, Seda ve Büşra, ilk başta Sarp’ın onları rahatsız etmeyeceğini düşündüler. Ancak, zamanla Sarp, özellikle Büşra'ya takılmaya başladı. Büşra’nın uzun, dalgalı saçları ve sakin tavrı, Sarp’ın alay konusu olmuştu. "Sana kuaför bulmamız lazım, bu saçlarla böyle gezilmez!" diye dalga geçiyordu. Hülya ve Seda, Büşra’ya destek olmaya çalışsalar da, Sarp’ın zorbalıkları gitgide daha dayanılmaz hale geliyordu. Sarp, Büşra’nın eşyalarını saklamaya, onun hakkında dedikodular yaymaya başladı. Büşra ise bu durumdan dolayı içine kapanmay...

Çocuklara para eğitimi

Çocuklara para eğitimi, Çocuklarımıza verilecek iktisat,para eğitiminin ilk basamağını , onlara verilecek harçlıklar teşkil ediyor. Çocuklar 4-6 yaş arasında para kavramının ne olduğunu öğrenirler.  Paranın para çekme makinesinden karşılıksız verildiğini, bakkaldan çikolata ,şeker ve dondurma almaya yarayan bir kağıt olduğunu zannetseler de para ile tanışırlar.   Yaşı kaç olursa olsun çocuğunuza verdiğiniz parayı ve harclığı küçümsememelisiniz. Burada harçlık kavramını tarif etmekte fayda var. Harçlık, çocuğa düzenli olarak günlük veya haftalık verilen paradır . Çocuklara verilen bu para aslında tasarruf eğitiminin en önemli ayağını oluşturur.    Anne babalar, çocuklarına harçlık vermeye başladıklarında, mutlaka kendilerinin ekonomik durumu ile alakalı da bilgi vermeliler.Kısa ve anlaşılır cümlelerle zaman zaman bu hatırlatmalar yapılırsa, çarşıda ve markette alinamayan oyuncağın açıklanması daha kolay olur. Paranın sınırlı ve yetirilmesi gereken bir değer ol...

Mevlid kandiliniz mübarek olsun/Peygamberimiz kaç tarihinde doğdu?/Kaç tarihinde vefa etti?

  Hepimizin mevlid kandili mübarek olsun. Peygamberimiz 571 de Mekke-i Mükerreme de doğdu. 632 tarihinde vefat etti.Şimdi Medine-i Münevvere de Ravza-i mutahharasındadır.  Bu ilahi hem peygamberimizin ailesini öğrenmek hemde hayatını öğrenmek için çok güzel bı ilahi herkese keyifli seyirler..

Karı-koca eşit olabilir mi?,Ailenin reisi kim olmalı?

  Aile içi ilişkiler konusunda ki tartışmalardan biri de ailede reis'in kim olacağıdır. Veya ailede otoritenin gerekli olup olmadığı konusudur.   Aile reisi kim olmalı? Otorite gerekli midir?  Farklı vücut ve ruh yapıları ile kadın ve erkek evlilikte bir bütünlük oluştururlar. Bu farklılıkların görev bölünmesinde göz önüne alınması gerekir. Araştırmacı Pitts'e göre; otoritenin kimde olduğunun bilinmesi gerekir ve otorite aile refahını sağlayan kişiye verilmelidir.  Anneme baba arasında sevgi ve saygı olmalı, çocuğa salıncak disiplinde tam bir birlik bulunmalıdır. Ana-babanın geçimsizlik ve ahenksizlik içinde olduğu ailenin çocukları, ne sosyalleşme bakımından gelişir ne de ahlak yönünden uygun tesirler altında bulunur. Acayip olmayıp, aile çevresinde anneye ve babaya ait 2 ayrı kaide ve yasak topluluğu olursa, çocuk neye itaat etmesi gerektiği hakkında bir fikir edinemeyecektir. Bu halde çocuk hangi tarafı memnun edeceği konusunda tereddüte düşer. Daha sonra bu ikili...

Çocuk terbiyesinin ehemmiyeti

  Resûlullah Efendimiz sallallâhü aleyhi ve sellem buyurdular ki: “Bir kimse, anasına babasına itaatte, iyilikte bulunursa ne mutlu ona!.. Allâhü Teâlâ, onun ömrünü arttırır, (yani; onu, berekete, geniş maîşete nâil kılar). ” İnsan, anne - babasının kıymetini bilmeli, onlara hizmette kusur etmemeli, onların meşrû olan emirlerine riâyette bulunmalıdır ki mesut, müreffeh bir hayata nâil olabilsin . Ebeveynine hürmet ve meşrû isteklerine itaat etmeyen bir kimse günahkârdır. Ahlâka, İslâm muâşeretine uymayan hâllerde bulunmuş olur. Zamanımızda ebeveynine karşı isyankâr olan kimseler çoktur. Bununla birlikte bu husûsta bir kısım ebeveynin de kusurları yok değildir. Evladına çocukluğundan itibaren güzel bir terbiye vermeyen, onu İslâmiyet dairesinde büyütmeyen, ona karşı güzel bir ahlâk numunesi olmayan anne-babalar, sonra onlardan güzel muamele görmedikleri zaman kendilerini kötülemelidirler. Herkes kendi evladını güzelce terbiye etmeye çalışmalıdır. Denilmiştir ki: “Bir kimseyi anası b...

Evlilikte mutluluğun formülü

  Evlilikte mutluluğun formülü  Mesleğim icabı evli çiftleri dinler problemlerine çözüm yolu bulmaya çalışırım. Mutsuz evlilik felaket, mutlu evlilik ise tam anlamı ile bir nimettir.  Mutlu evliliğin formülü  Mutsuz evlilik felakettir, çünkü aile, erkeğiyle kadını da dış dünyanın zorluk ve tehlikelerine karşı koruyan bir zırhtır. İşte bu zırh delinmişse veya çürükse, hatta bazen olduğu gibi çiftler için tehlikelerden koruma yerine kendisi bir tehlike kaynağı ise ne kadar zor bir durumdur! Özellikle dış streslerin arttığı , rekabetin vazgeçilmez hale geldiği, insanların birbirine daha acımasız davrandığı günümüzde ailenin fertlerinin birbirine bağlılık ve dayanışma göstermesinin önemi daha da artmıştır .        Konuyu bir de çocuklar açısından ele alırsak, çocukların sağlıklı ve dengeli gelişmeleri için aile ortamı şarttır. Ailede geçimsizlik varsa, en büyük zararı çocuklar görecektir. Tabii hep geçimsiz çiftleri değerlendirmek y...