Ana içeriğe atla

Çocuklar ne zaman yürümeye başlar?

Çocuklar ne zaman yürümeye başlar?

  Yürümek: Hayatın İlk Büyük Deneyimi

 Tombul parmakları ve küçük ayaklarıyla artık size doğru yürümeye başladı. "Anne, baba" diyerek size koşacağı günü heyecanla bekliyordunuz. Hayallerinizin gerçekleştiği bu süreçte karşılaşacağınız zorluklara hazırlıklı mısınız? Bu dönemi huzurlu ve rahat geçirmeniz için gereken bilgilere sahip misiniz?

Çocuklarda yürümek


Çoğu çocuk ilk adımlarını 11 ila 14 ay arasında atmaya başlar. Ancak, tıpkı diğer gelişim aşamalarında olduğu gibi, yürümeye başlama yaşı da çocuklar arasında farklılık gösterebilir. Bazı bebekler 8-9 aylıkken yürümeye başlarken, bazıları ancak 16. aydan sonra adım atabilir. Erken ya da geç yürümenin aileden kaynaklanıp kaynaklanmadığı sıkça merak edilir. Hatta geç yürüyen çocuklar hakkında "gelişim geriliği" gibi yanlış iddialar ortaya atılabilir.

Çocuklar ne zaman yürümeye başlar? 

Bu tür iddialar genellikle asılsızdır. Çünkü sağlıklı çocuklarda bile gelişim süreçleri farklılık gösterebilir. Çok erken yürüyen bebekler olduğu gibi, gelişimi normal olup 18. aya kadar yürümeyen çocuklar da olabilir. Ayrıca yürümeye başlama yaşı, zekâ ile ilişkili değildir. Her çocuğun kendi doğasına göre öğrenme öncelikleri vardır. Çocuğunuz geç yürüyorsa endişelenmenize gerek yok; muhtemelen başka bir beceri üzerinde yoğunlaşıyordur. Emekleyen bir bebek, cesaretini topladığında bir anda ayağa kalkacak ve sizi şaşırtarak yürümeye başlayacaktır.

Yürümek: Hayatın İlk Büyük Deneyimi

 Yürümeyi öğrenmek, önce denge kurmayı ve sonra küçük adımlarla ilerlemeyi gerektirir. Bu, bebek için oldukça zor ve cesaret gerektiren bir süreçtir.

Çocuklarda yürümek


    Bebek, başardığını gördükçe özgüveni gelişir. İlk adımlarına kadar çevresine bağımlıdır. Ancak bu adımlardan sonra, artık istediği gibi dolaşıp keşif yapmaya başlar. Yürümek, bebeğin bedeninin farkına varmasını sağlar. Ayaklarıyla zemini hissetmesi, düşüp acı duyması, hayatı anlamaya başlamasının ilk adımlarıdır.

   Bebeğin her düştüğünde onu kaldırmak doğru değildir. Kalkmaya çalışırken kasları güçlenir. Düşüp kalkmak, öğrenme sürecinin doğal bir parçasıdır ve tekrarlarla gelişir. Hayatın geri kalanında olduğu gibi, büyümek de böyle "düşe kalka" olur.

Bebeğin düşmeleri sırasında ona yapılacak en iyi yardım, etrafındaki tehlikeleri ortadan kaldırmaktır. İlk adımlar genellikle düşmelerle sonuçlanacağından, onu cesaretlendirmek için sarılın ve güven verici sözlerle "Bir şey yok" diyerek tekrar teşvik edin.

Bebeğiniz yürümeye başlamış olsa da bazen emeklemeyi tercih edebilir. Bunu bir sorun olarak görmeyin. O sırada emeklemeyi, düşe kalka yürümekten daha hızlı olduğu için seçiyor olabilir. Yürüme alıştırmaları hız kazandığında, emeklemeyi bırakacaktır. Bu dönemde bir diğer endişe kilo kaybı olabilir. Çocuğunuz hareketlendikçe kilo verebilir. Bu durum normaldir, fazla endişelenmeyin ve rahat olun.

Bebeğiniz hala yürümüyorsa

 Bebeklerin %90'ı 18. aya kadar yürür. Ancak bu süreye gelmesine rağmen yürümeyen bir bebeğiniz varsa, bir doktora başvurmanız iyi olabilir. Basit ortopedik müdahaleler gerekebilir. Ayrıca kilo problemi olan veya prematüre doğan bebeklerde de yürüme gecikebilir. Bu konularda bir uzmana danışmak, sorunun daha kolay çözülmesine yardımcı olabilir.

Daha fazla bilgi için Çocuk gelişimi veya Bebek bakımı ve gelişimi hakkındaki yazılarımıza bakabilirsiniz .

Yorumlar

Popüler yazılar

Fatih Sultan Mehmet’in Çocukluk Çizimleri: Üstün Yetenekli Bir Zihnin Erken İzleri

 Fatih Sultan Mehmet’in Çocukluk Çizimleri Üzerine Bir Değerlendirme Çocukların çizimleri, onların iç dünyasını anlamamızda bize rehberlik eden önemli ipuçları barındırır. Bu çizimler; çocuğun ruh hali, çevresine bakışı, zekâ seviyesi, sosyal ilişkileri ve özgüveni gibi pek çok özelliği hakkında bilgi verir. Aynı zamanda çocukların psikolojik ya da fizyolojik bir rahatsızlığı olup olmadığına dair de fikir verebilir. Bir çocuğun çizdiği resim değerlendirilirken; kompozisyonun bütünlüğü, figürlerin birbiriyle ilişkisi, objelerin ve uzuvların büyüklüğü ya da küçüklüğü, ayrıntı düzeyi, kullanılan renkler, çizim süresi, silgi kullanma sıklığı, naiflik, yer çizgisi ve ufuk çizgisi gibi pek çok unsur göz önünde bulundurulur.                Fatih Sultan Mehmet Han'ın Çizimleri  Fatih Sultan Mehmet’in Çizimlerine Dair Gözlemler Fatih Sultan Mehmet’in küçük yaşlarda yaptığı bazı çizimler günümüze ulaşmıştır ve bu çizimlerin 4-7 yaş aralığında yapı...

Zeka Testinin Faydaları,ilk zeka testleri,zeka Testinin endustrilesmesi

 Hayatımızın her alanında yaptığımız seçimlerde bir eleme yöntemi kullanırız. Mevcut iki veya daha fazla seçenek arasında karar vermek ya da bunları kıyaslamak için bir yöntem belirlemek gerekir. Bu karşılaştırmaları yaparken ya da çoklu faktörler arasında seçim yapmak gerektiğinde, gözlemlerimizin yeterince tarafsız olmadığını fark ettiğimiz zamanlardan itibaren test ve ölçüm kavramı ortaya çıkmıştır. Zekâ testleri de bireylerin yeteneklerini değerlendirip diğerleriyle kıyaslamak amacıyla geliştirilmiştir. 19. yüzyılın başlarına kadar yetenekleri belirlemek için uygulanan testler, amatör çalışmalara dayanıyordu ve bu çalışmaların kökeni Çin, Mısır ve Antik Yunan’a kadar uzanıyordu. Zekâ ile ilgili kıyaslama ve tespit çalışmaları tarihsel olarak ilk kez MÖ 2200'lerde Çinli hükümdarların hizmetçi seçimlerinde kullandığı bir tür yetenek sınavında görülmektedir. Benzer şekilde Mısır’da da yöneticilerin ve yardımcılarının seçimi için yetenek sınavlarının kullanıldığı bilinmektedir. İlk...

Sosyal Medyanın Dikkat Dağıtıcı Etkisi ve Odaklanma Becerinizi Geliştirme Yolları

 Bir işin ortasında, mesela bir toplantı devam ederken, video izlemek istiyor insanlar. Dikkat süresini 19 saniye olduğunu ispatlayan bir durum bu. Toplantıda olduğunuz için sesi açamıyor, yazılım bu durumu fark ediyor. metin altta yazı olarak görünüyor. Meşgul olduğunuz zamanda bile, videoya maruz kalmanızı kolaylaşıyor. Video içerik üretiminde öne çıkan uygulamalar, belki de kendilerini uykuyla ilişkilendiremedikleri için bu alanın dışında kalıyorlar. İstanbul'un yoğun trafiğinde bile, araç kullanırken video izleyen sürücülere rastlamak mümkün. Trafikte fırsat buldukça birkaç saniye izleyip yollarına devam ediyorlar. İnternetin olduğu her yerde izlenmeye çalışılan videoların farklı bir boyutu var. Özellikle bağlantısız, kesintisiz içerik anlayışı dikkat çekici. Günümüzde odaklanma süresi öyle azaldı ki, bir konuya sadece 19 saniye boyunca dikkat verebiliyoruz. Artık yarım saat boyunca tek bir konuya odaklanabilmek adeta bir başarı haline geldi. Uygulamalar, kullanıcıların ilgisi...

Koşullu sevgi nedir?

  Anne babalar için çocukları hayatlarındaki en değerli varlıklardır; ancak çocuklara yönelik yaklaşımlarda bazen çeşitli sorunlar ortaya çıkabilir. Bu sorunlardan biri, çocukların istenmeyen davranışlarına karşı sevgiyi bir araç olarak kullanmaktır. Ebeveynlerin her durumda çocuklarının yanında olmaları ve onları desteklemeleri çok önemlidir. Ancak bazı sorunlar karşısında otorite sağlamakta zorlanan ebeveynler, çocuklarına koşullar sunmayı tercih edebilirler. Bu koşullar, kısa vadeli çözümler sunsa da, zamanla çocuk ve ebeveyn arasındaki güven ilişkisini zedeleyebilir. Örneğin, "Bunu yapmazsan seni sevmem" gibi tehditler , çocukta güven eksikliğine ve anne babayı kaybetme korkusuna yol açabilir. Çocuğun dünyasında en önemli kişiler anne babası ve yakın çevresidir. Bu ilişkiler, çocuğun dünyaya bakışını ve hayattaki diğer ilişkilerini nasıl kuracağını şekillendirir. Çocuğunuza belirli sınırlar koymak elbette hayatı anlaması için önemlidir, ancak bu sınırlar sevgi ve güven t...

Zorbalığın Üstesinden Gelen Dostluk Hikayesi – Empati ve Cesaretin Gücü

Zorbalığın Gölgelerini Aydınlatan Dostluk: Çocuklara Dayanışma ve Empati Eğitimi Okullarda zorbalık hâlâ birçok çocuğun hayatını etkileyen önemli bir sorun olmaya devam ediyor. 2025 yılı verilerine göre öğrencilerin yaklaşık %40’ı, okul yaşamında en az bir kez zorbalığa maruz kalıyor. Peki çocuklarımıza bu konuda nasıl destek olabiliriz? Cevap, dostluğun ve empati eğitiminin gücünde saklı. 💛 --- 🌧️ Zorbalığın Çocuk Üzerindeki Etkileri Zorbalık, çocuklarda özgüven kaybına, içe kapanmaya ve bazen okuldan soğumaya yol açabilir. Bu süreçte en etkili koruma kalkanı, çocuğun sağlıklı bir dostluk ağına sahip olmasıdır. Gerçek dostluk, çocuğun kendini güvende hissetmesini sağlar. zorbalığın Gölgesindeki Dostluk Bir zamanlar küçük bir kasabada, aynı sınıfta okuyan üç yakın arkadaş vardı: Hülya, Seda ve Büşra. Her gün birlikte okula giderler, ders aralarında neşeyle sohbet ederlerdi. Ancak, bir gün sınıflarına yeni bir öğrenci katıldı. Adı Sarp’tı ve kasabanın en güçlü çocuklarından biriydi. S...

Temizlik ve Hijyenin Sağlık Üzerindeki Şaşırtıcı Faydaları

 İnsan olarak pek çok şeye ihtiyacımız var; fiziksel, zihinsel ve ruhsal ihtiyaçlar. Bu ihtiyaçlarımız karşılanmadığında, türüne göre fiziksel veya psikolojik olarak etkileniyoruz. Gün içinde tamamlanması gereken işlerin yanı sıra ev işleri de angarya gibi görünebilir, ancak temiz ve düzenli bir alanın sağlığımıza birçok faydası vardır. Annemin, kendi annesinden öğrendiği eski bir sözü sıkça duyarım: “Yavrum, evini temiz tut ki misafirin geldiğinde mahcup olmayasın; kendini temiz tut ki, ölüm geldiğinde yüzün kara olmasın. Stresi Azaltır Temizlik, stresi azaltmaya yardımcı olur. Düzenli bir ortamda bulunmak, kişinin endişe seviyelerini düşürür. Araştırmalar, dağınık ortamlarda yaşayan bireylerin vücutlarındaki kortizol seviyelerinin daha yüksek olduğunu göstermektedir. Kortizol, vücudumuzda stres ve kaygıya yol açan bir hormondur. Dağınıklığın yüksek kortizol seviyeleriyle ilişkilendirilmesinin nedeni, beynimizin görüş alanındaki her şeyi işlemek zorunda kalmasıdır. Bu durum, günlü...