Ana içeriğe atla

Teknolojinin Çocuklar Üzerindeki Olumsuz Etkileri Nelerdir?

 ÇOCUKLAR DA TEKNOLOJİ KULLANIMI 

   TEKNOLOJİNİN OLUMSUZ ETKİLERİ 

Çocuklarda teknoloji kullanımı
Çocuklarda teknoloji kullanımı 

Bir şeyi öğretmeden önce o nedir, nerede lazım olur, nasıl kullanılır diye anlatmak icap eder. Teknoloji amaç (gaye) mıdır yoksa araç (vasıta)mıdır? Çocuğun teknoloji dünyasını bu sual üzerine kurmak gerekir. Her şeyin iyisi de kötüsü de olduğu gibi teknoloji de iyi niyetli ellerde anlam kazanır. Kötü niyetli ellerde ise kullananı kirletir.

   1-4yaş arası çocuklarda teknoloji kullanımı tamamen ailenin kontrolünde olması gerekiyor. Bu yaşlarda teknoloji genelde televizyondan ibarettir. 

  4-6 yaş civarlarında bu alaka bilgisayara kaymaktadır. Bu yaşlarda cep telefonu da kullanılmakta ama basit tedbirler çocuklarımızı teknoloji bağımlılığı ve zararlarından koruyacaktır. Bu tedbirlerden ilk akla gelen, TV ve bilgisayar kullanımının saatle sınırlandırmakla işe başlamalıdır. 

   Arkasından ekrana belirli mesafede durması sağlanmalıdır. Özellikle ekrana yakın mesafeden bakmak çocukların dikkatlerinin gereğinden fazla uyarılmasına sebep oluyor. Bunun neticesinde göz kuruluğu ile birlikte baş ağrısı, göz rahatsızlıkları gibi rahatsızlıkların ortaya çıktığı doktorlar tarafından doğrulanmaktadır. 

  Çocuklar 13-14 yaşına kadar her şeyi gerçek gibi algılar. Yani gördüklerinin gerçekliğini sorgulayabilecek dönemde değillerdir.       

   Mesela 9 yaşında bir çocuk örümcek adam filminden etkilenerek uçabileceğini sanıyordu. Hastanedeki bu görüntü tam ibretlikti. Bir bacağı kalçasından kırılan ve hastanede yatan çocuk kendisine uzatılan mikrofona hala"abla bu kez olmadı ama bir çıkayım, bak nasıl tırmanıyorum duvara"diyerek beni hayrete düşürmüştü. Bu haberde çocuğun gerçek ile kurguyu ayıramadığını fark etmiştim. 

TEKNOLOJİ KULLANIMINA TEDBİRLER 

   Herkes kendine göre kurallar geliştirebilir. Mesela; bilgisayar oyunları ile fazla meşgul olan kızımı nasıl tedbir uygularım, diye düşündüm."o gün ne kadar kitap okursa o sürenin yarısı kadar interneti kullanabilirsin."dedim .Böylece sorunu beraberce çözdük. Her araç için renkli kağıtlara"faydalı kullanım kuralları" yazarak asabiliriz. Çocuklarınız için iyi bir hatırlatıcı olacaktır. 
   Web sayfalarında araştırma yaparken ekrana yansıyan gayri ahlaki resim ve yazıları engellemek ,aile filtresini kullanmaktan geçiyor
   Bilgisayar, çocuğun hayatının tam ortasına değil de ihtiyaç duyduğunda ulaşabileceği bir kenara konulmalıdır.  
   5-6. sınıftan önce araştırma ödevi verilmediğinden çocuğun bilgisayarla işi olmaz. Sonraki yaşlarda da bilgisayar çocuğun odasına değil; ortak kullanılan bir odaya konulmalıdır. 
    Çocuğun odasına konulacaksa ekran mutlaka kapıya bakacak şekilde konulmalıdır.
   Bu tedbirler alınırken de çocuğa"kontrol itimada mani değildir"dusturunca hareket edildiği izah edilmelidir. 
    Bütün ödevlerin bilgisayarda hazırlanmasını istemek yerine bazılarında öğrencinin kendi el yazısı ile yazmasını teşvik edin. Bunun önüne geçmekde en büyük vazife öğretmenlere düşüyor. Eğitimciler her ödev için bilgisayar çıktısı kabul etmezlerse bu iş çözülür zannediyorum. 
   Aksi takdirde düşünmeyen, kopyala yapıştır ile düşündüğünü kelimelerle ifade edemeyen, yazamayan bir nesil yetişecektir.    Eğer biz de kendi evlatlarımızdan başlayarak gerekli tedbirleri alamazsak meselenin arkasından bakan kişiler olarak kalacağız. 
  Başka alternatif etkinlikler için Çocuklarla etkinlikler yazımızı okuyabilirsiniz.

ÇOCUKLARIN TEKNOLOJİ KULLANIMI KONUSUNDA EBEVEYNLERE 5 PRATİK ÖNERİ

  1.   1-4 yaş arası çocuklarda teknoloji kullanımı tamamen ailenin kontrolünde olmalı. 
  2.   O gün ne kadar kitap okursa onun yarısı kadar İnternet kullanabilir. 
  3.    Her teknolojik araç için faydalı kullanım kuralları yazıp, yapıştırın.
  4.   İnternette zararlı içeriklerden korunmak için aile filtresi kullanılmalıdır. 
  5.   Bilgisayar çocuğun odasına konulacaksa ekran kapıya bakar şekilde durmalıdır.

 
Kaynak: Gerçek Anne kitabi Arzu Akçanin kaleminden

Yazarın diğer yazıları için Linke tıklayabilirsiniz.Cocuklara para eğitimi hakkındaki yazımızı okuyabilirsiniz.

Yorumlar

Popüler yazılar

Fatih Sultan Mehmet’in Çocukluk Çizimleri: Üstün Yetenekli Bir Zihnin Erken İzleri

 Fatih Sultan Mehmet’in Çocukluk Çizimleri Üzerine Bir Değerlendirme Çocukların çizimleri, onların iç dünyasını anlamamızda bize rehberlik eden önemli ipuçları barındırır. Bu çizimler; çocuğun ruh hali, çevresine bakışı, zekâ seviyesi, sosyal ilişkileri ve özgüveni gibi pek çok özelliği hakkında bilgi verir. Aynı zamanda çocukların psikolojik ya da fizyolojik bir rahatsızlığı olup olmadığına dair de fikir verebilir. Bir çocuğun çizdiği resim değerlendirilirken; kompozisyonun bütünlüğü, figürlerin birbiriyle ilişkisi, objelerin ve uzuvların büyüklüğü ya da küçüklüğü, ayrıntı düzeyi, kullanılan renkler, çizim süresi, silgi kullanma sıklığı, naiflik, yer çizgisi ve ufuk çizgisi gibi pek çok unsur göz önünde bulundurulur.                Fatih Sultan Mehmet Han'ın Çizimleri  Fatih Sultan Mehmet’in Çizimlerine Dair Gözlemler Fatih Sultan Mehmet’in küçük yaşlarda yaptığı bazı çizimler günümüze ulaşmıştır ve bu çizimlerin 4-7 yaş aralığında yapı...

Zeka Testinin Faydaları,ilk zeka testleri,zeka Testinin endustrilesmesi

 Hayatımızın her alanında yaptığımız seçimlerde bir eleme yöntemi kullanırız. Mevcut iki veya daha fazla seçenek arasında karar vermek ya da bunları kıyaslamak için bir yöntem belirlemek gerekir. Bu karşılaştırmaları yaparken ya da çoklu faktörler arasında seçim yapmak gerektiğinde, gözlemlerimizin yeterince tarafsız olmadığını fark ettiğimiz zamanlardan itibaren test ve ölçüm kavramı ortaya çıkmıştır. Zekâ testleri de bireylerin yeteneklerini değerlendirip diğerleriyle kıyaslamak amacıyla geliştirilmiştir. 19. yüzyılın başlarına kadar yetenekleri belirlemek için uygulanan testler, amatör çalışmalara dayanıyordu ve bu çalışmaların kökeni Çin, Mısır ve Antik Yunan’a kadar uzanıyordu. Zekâ ile ilgili kıyaslama ve tespit çalışmaları tarihsel olarak ilk kez MÖ 2200'lerde Çinli hükümdarların hizmetçi seçimlerinde kullandığı bir tür yetenek sınavında görülmektedir. Benzer şekilde Mısır’da da yöneticilerin ve yardımcılarının seçimi için yetenek sınavlarının kullanıldığı bilinmektedir. İlk...

Sosyal Medyanın Dikkat Dağıtıcı Etkisi ve Odaklanma Becerinizi Geliştirme Yolları

 Bir işin ortasında, mesela bir toplantı devam ederken, video izlemek istiyor insanlar. Dikkat süresini 19 saniye olduğunu ispatlayan bir durum bu. Toplantıda olduğunuz için sesi açamıyor, yazılım bu durumu fark ediyor. metin altta yazı olarak görünüyor. Meşgul olduğunuz zamanda bile, videoya maruz kalmanızı kolaylaşıyor. Video içerik üretiminde öne çıkan uygulamalar, belki de kendilerini uykuyla ilişkilendiremedikleri için bu alanın dışında kalıyorlar. İstanbul'un yoğun trafiğinde bile, araç kullanırken video izleyen sürücülere rastlamak mümkün. Trafikte fırsat buldukça birkaç saniye izleyip yollarına devam ediyorlar. İnternetin olduğu her yerde izlenmeye çalışılan videoların farklı bir boyutu var. Özellikle bağlantısız, kesintisiz içerik anlayışı dikkat çekici. Günümüzde odaklanma süresi öyle azaldı ki, bir konuya sadece 19 saniye boyunca dikkat verebiliyoruz. Artık yarım saat boyunca tek bir konuya odaklanabilmek adeta bir başarı haline geldi. Uygulamalar, kullanıcıların ilgisi...

Koşullu sevgi nedir?

  Anne babalar için çocukları hayatlarındaki en değerli varlıklardır; ancak çocuklara yönelik yaklaşımlarda bazen çeşitli sorunlar ortaya çıkabilir. Bu sorunlardan biri, çocukların istenmeyen davranışlarına karşı sevgiyi bir araç olarak kullanmaktır. Ebeveynlerin her durumda çocuklarının yanında olmaları ve onları desteklemeleri çok önemlidir. Ancak bazı sorunlar karşısında otorite sağlamakta zorlanan ebeveynler, çocuklarına koşullar sunmayı tercih edebilirler. Bu koşullar, kısa vadeli çözümler sunsa da, zamanla çocuk ve ebeveyn arasındaki güven ilişkisini zedeleyebilir. Örneğin, "Bunu yapmazsan seni sevmem" gibi tehditler , çocukta güven eksikliğine ve anne babayı kaybetme korkusuna yol açabilir. Çocuğun dünyasında en önemli kişiler anne babası ve yakın çevresidir. Bu ilişkiler, çocuğun dünyaya bakışını ve hayattaki diğer ilişkilerini nasıl kuracağını şekillendirir. Çocuğunuza belirli sınırlar koymak elbette hayatı anlaması için önemlidir, ancak bu sınırlar sevgi ve güven t...

Zorbalığın Üstesinden Gelen Dostluk Hikayesi – Empati ve Cesaretin Gücü

Zorbalığın Gölgelerini Aydınlatan Dostluk: Çocuklara Dayanışma ve Empati Eğitimi Okullarda zorbalık hâlâ birçok çocuğun hayatını etkileyen önemli bir sorun olmaya devam ediyor. 2025 yılı verilerine göre öğrencilerin yaklaşık %40’ı, okul yaşamında en az bir kez zorbalığa maruz kalıyor. Peki çocuklarımıza bu konuda nasıl destek olabiliriz? Cevap, dostluğun ve empati eğitiminin gücünde saklı. 💛 --- 🌧️ Zorbalığın Çocuk Üzerindeki Etkileri Zorbalık, çocuklarda özgüven kaybına, içe kapanmaya ve bazen okuldan soğumaya yol açabilir. Bu süreçte en etkili koruma kalkanı, çocuğun sağlıklı bir dostluk ağına sahip olmasıdır. Gerçek dostluk, çocuğun kendini güvende hissetmesini sağlar. zorbalığın Gölgesindeki Dostluk Bir zamanlar küçük bir kasabada, aynı sınıfta okuyan üç yakın arkadaş vardı: Hülya, Seda ve Büşra. Her gün birlikte okula giderler, ders aralarında neşeyle sohbet ederlerdi. Ancak, bir gün sınıflarına yeni bir öğrenci katıldı. Adı Sarp’tı ve kasabanın en güçlü çocuklarından biriydi. S...

Temizlik ve Hijyenin Sağlık Üzerindeki Şaşırtıcı Faydaları

 İnsan olarak pek çok şeye ihtiyacımız var; fiziksel, zihinsel ve ruhsal ihtiyaçlar. Bu ihtiyaçlarımız karşılanmadığında, türüne göre fiziksel veya psikolojik olarak etkileniyoruz. Gün içinde tamamlanması gereken işlerin yanı sıra ev işleri de angarya gibi görünebilir, ancak temiz ve düzenli bir alanın sağlığımıza birçok faydası vardır. Annemin, kendi annesinden öğrendiği eski bir sözü sıkça duyarım: “Yavrum, evini temiz tut ki misafirin geldiğinde mahcup olmayasın; kendini temiz tut ki, ölüm geldiğinde yüzün kara olmasın. Stresi Azaltır Temizlik, stresi azaltmaya yardımcı olur. Düzenli bir ortamda bulunmak, kişinin endişe seviyelerini düşürür. Araştırmalar, dağınık ortamlarda yaşayan bireylerin vücutlarındaki kortizol seviyelerinin daha yüksek olduğunu göstermektedir. Kortizol, vücudumuzda stres ve kaygıya yol açan bir hormondur. Dağınıklığın yüksek kortizol seviyeleriyle ilişkilendirilmesinin nedeni, beynimizin görüş alanındaki her şeyi işlemek zorunda kalmasıdır. Bu durum, günlü...