Bu yazıyı çok sevdiğim bı kitaptan alıyorum.Kitabin ismi ufak şeyleri dert etmeyin hepsi de ufak şeylerdir.Bu kitap Amerika'da ilk defa bir kitap bir yılda 5.7 milyon satmış.
Ne zaman öleceksiniz? Elli yıl sonra mı, yirmi mi, on mu,bugün mü? Son kez kontrole gittiğinde kimse bana bir şey söylemedi. Haberleri dinlerken hep merak ederim... O gün işinden evine giderken yolda trafik kazasında ölen kimse, ailesine onları ne kadar çok sevdiğini söylemiş miydi? İyi bir yaşam sürmüş müydü? Doyasıya sevmiş miydi veya sevilmiş miydi? Sanırım, kesin olan tek şey, o kimsenin yapılacak işler listesinin hala dolu oluşudur.
İşin doğrusu, daha ne kadar ömrümüz olduğu hakkında hiç birimizin en küçük bir fikri bile yoktur. Ama ne yazık ki, sanki sonsuza dek yaşayacakmış gibi davranırız. Yapmaya derin bir istek duyduğumuz şeyleri erteler dururuz... Sevdiğimiz insanlara onlara ne çok değer verdiğimizi söylemek, iyi bir dostun ziyaretine gitmek, güzel bir yürüyüş yapmak, maraton koşusuna katılmak, yürekten gelen bir mektup yazmak, çocuğumuzla balığa gitmek, meditasyon yapmayı öğrenmek, daha iyi bir dinleyici olmayı öğrenmek ve bunun gibi nice şeyler... Hareketlerimizi haklı göstermek için süslü püslü gerekçeler üreterek, zamanımızın ve enerjimizin çoğunu hiç de o kadar önemli olmayan şeylere harcıyoruz. Birçok şeyi yapamayacağımızı öne sürerek kendi yarattığımız sınırlar içinde hapsoluruz.
Kendinize değer verin.
Çoğu zaman kendimizi kaptırıp bazı şeyleri fazla dert ederiz, ama yakından bakınca, bunlar hiçte öyle büyütülecek şeyler değildir. Tüm dikkatimizi küçük sorunlara yöneltip, onları normal boyutlarının çok üstüne çıkarırız. Örneğin trafikte bir araç önümüzü kesebilir. Oluruna bırakıp yolumuza devam etmek yerine, öfkelenmeyi kendimize hak buluruz. Kafamızda hayali bir kapışma yaratırız. Hatta, çoğumuz bu olayı unutmak yerine, başkalarına da anlatırız.
Peki, neden öbür sürücüyü kazasını nerede yaparsa yapsın, diye bırakmayız sanki? O kişiye acımayı deneyin ve öyle bir telaşı yaşamanın ne kadar zor olabileceğini düşünmeye çalışın. Bu yolla kendimizi daha çok kollamış ve diğer insanların sorunlarını üstlenmekten kaçınmış oluruz.
Günlük yaşamlarımızda oluşan buna benzer daha pek çok "ufak şeyler" vardır. Bu uzun bir kuyrukta beklemek olabilir, haksız eleştirilere uğramak, ya da yapılacak bir işin bütün hamallığını üstlenmek olabilir; Ufak şeyleri dert etmeyerek neler kazanabileceğinizi göreceksiniz.
Pek çok insan yaşam enerjilerinin büyük miktarını"Ufak şeyleri dert ederek"harcadıkları için, yaşamın güzelliğini ve büyüsünü tümüyle ıskalamaktadırlar. Çabalarınızı bu hedefe doğru yönelttiğiniz takdirde daha sevecen ve ılımlı olabilmek için kendiniz de çok daha fazla enerji bulacaksınız
Yorumlar
Yorum Gönder
Yorumlarınızı bizimle paylaştığınız için teşekkür ederiz.