Ana içeriğe atla

Kayıtlar

2024 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Mahremiyet ve Teşhir: Hayatımızdaki İnce Denge

 İnsan doğası gereği, izlenmekten ve gözetlenmekten hoşlanmaz. Yaptığı bazı eylemlerin gizli kalmasını, başka bir ifadeyle hayatında özel bir alanın bulunmasını arzular. Bu durum insanın yaratılışından kaynaklanan bir ihtiyaçtır. Ancak konu sanal dünyaya geldiğinde bu durum değişebilir. İnsanlar, burada gözetlenmeyi arzulayan bir tutum sergileyebilir. Günlük hayatta mahremiyetin zarar göreceğini düşündüğü için izlenmeye karşı çıkan bir birey, sanal ortamda bu konuyu o kadar önemsemeyebilir. Teşhir kelimesi “duyurmak, göstermek, açıklamak ve sergilemek” anlamlarını taşır. Ayrıca, herkesin görebileceği şekilde yayıp göstermek ya da sergilemek şeklinde de tanımlanabilir. Bu kelimenin kökeni “şöhret” kelimesine dayanır. Teşhir, şöhreti elde etme ve sürdürme noktasında önemli bir araç olarak kabul edilir. Şöhret hedeflendiğinde, teşhir bir şekilde devreye girer. Mahremiyet ise, kişinin gizli kalması istenen yönlerini ifade eder. “Başkalarından saklanan, görünmesi ya da duyulması istenme...

Zeka Testinin Faydaları,ilk zeka testleri,zeka Testinin endustrilesmesi

 Hayatımızın her alanında yaptığımız seçimlerde bir eleme yöntemi kullanırız. Mevcut iki veya daha fazla seçenek arasında karar vermek ya da bunları kıyaslamak için bir yöntem belirlemek gerekir. Bu karşılaştırmaları yaparken ya da çoklu faktörler arasında seçim yapmak gerektiğinde, gözlemlerimizin yeterince tarafsız olmadığını fark ettiğimiz zamanlardan itibaren test ve ölçüm kavramı ortaya çıkmıştır. Zekâ testleri de bireylerin yeteneklerini değerlendirip diğerleriyle kıyaslamak amacıyla geliştirilmiştir. 19. yüzyılın başlarına kadar yetenekleri belirlemek için uygulanan testler, amatör çalışmalara dayanıyordu ve bu çalışmaların kökeni Çin, Mısır ve Antik Yunan’a kadar uzanıyordu. Zekâ ile ilgili kıyaslama ve tespit çalışmaları tarihsel olarak ilk kez MÖ 2200'lerde Çinli hükümdarların hizmetçi seçimlerinde kullandığı bir tür yetenek sınavında görülmektedir. Benzer şekilde Mısır’da da yöneticilerin ve yardımcılarının seçimi için yetenek sınavlarının kullanıldığı bilinmektedir. İlk...

Sosyal Medyanın Dikkat Dağıtıcı Etkisi ve Odaklanma Becerinizi Geliştirme Yolları

 Bir işin ortasında, mesela bir toplantı devam ederken, video izlemek istiyor insanlar. Dikkat süresini 19 saniye olduğunu ispatlayan bir durum bu. Toplantıda olduğunuz için sesi açamıyor, yazılım bu durumu fark ediyor. metin altta yazı olarak görünüyor. Meşgul olduğunuz zamanda bile, videoya maruz kalmanızı kolaylaşıyor. Video içerik üretiminde öne çıkan uygulamalar, belki de kendilerini uykuyla ilişkilendiremedikleri için bu alanın dışında kalıyorlar. İstanbul'un yoğun trafiğinde bile, araç kullanırken video izleyen sürücülere rastlamak mümkün. Trafikte fırsat buldukça birkaç saniye izleyip yollarına devam ediyorlar. İnternetin olduğu her yerde izlenmeye çalışılan videoların farklı bir boyutu var. Özellikle bağlantısız, kesintisiz içerik anlayışı dikkat çekici. Günümüzde odaklanma süresi öyle azaldı ki, bir konuya sadece 19 saniye boyunca dikkat verebiliyoruz. Artık yarım saat boyunca tek bir konuya odaklanabilmek adeta bir başarı haline geldi. Uygulamalar, kullanıcıların ilgisi...

Yağmur Altında Bir Komşuluk Hikayesi

Geçtiğimiz gün küçük kızımla evden çıkıp dışarıya adım attık. Gökyüzü kapalıydı, ama yağmur yağar mı diye pek düşünmedim. Yolumuz kısa, okula gidecek ve geri dönecektik. Ancak hayat, küçük sürprizleriyle yine karşımızdaydı. Henüz okula varmadan, birdenbire başlayan yağmur bizi hazırlıksız yakaladı. Yanımda ne bir şemsiye vardı ne de arabamız. Tek başıma olsam belki koşarak sığınacak bir yer bulabilirdim ama küçük kızımla bu mümkün değildi. Koşar adım, ortanca kızımın okuluna sığındık. Islanmıştık, ama güvendeydik. Biraz dinlendikten sonra, okul çıkışında ortanca kızımı da aldım. Artık üç kişiydik ve dışarıdaki yağmur hız kesmeden devam ediyordu. Peki, eve nasıl dönecektik? Yağmurun altında yürümek küçük çocuklarla imkânsızdı. İşte tam o anda, içimi ısıtan bir iyilikle karşılaştım. Karşı komşumuz, çocuğunu almaya arabayla gelmişti. Bizi o halde görünce tereddüt etmeden yardım teklif etti. Yağmurun altında kalan biz üç kişiyi, gülümseyerek arabasına aldı ve evimize bıraktı. Bu olay bana ...

Sabah Macerası: Anne ve Çocuklar Arasında Sabır ve Kararlılığın Gücü

 Sabahın ilk ışıklarıyla birlikte evde tatlı bir hareketlilik başladı. Üç çocuk annesi Elif, her zamanki gibi erkenden uyanmıştı. Kahvaltıyı hazırlamak için mutfağa yönelmişken bir sorun fark etti: Arabanın lastiği inmişti. Çocuklarla dışarı çıkmak için önce bu meseleyi halletmesi gerekiyordu. Elif çocuklarını hızlıca hazırladı ve benzinliğe doğru yola çıktılar. Oraya vardıklarında, bir abi hemen yanlarına geldi. Gülümseyerek, "Yardımcı olayım mı?" dedi. Elif bir an tereddüt etti ama adamın nazik tavrına güvenerek teşekkür etti. Adam lastiği kontrol edip pompayla şişirirken çocuklar arabada merakla onu izliyordu. Sorun çözülmüştü! Elif adamın samimiyetine minnettar bir şekilde teşekkür ederek çocuklarını kahvaltıya götürmek üzere annesine doğru yola koyuldu. Annesinin evine vardıklarında çocuklar hemen sevinçle sofraya oturdu. Ama ortanca kızı, Merve, sofraya oturmayı reddetti. Elif sabırla, "Hadi tatlım, otur da güzelce kahvaltını yap," dedi. Ancak Merve inadından ...

Annelik

Sabahın ilk ışıklarıyla, Elif Hanım'ın evinde hafif bir telaş başlar. 8 yaşındaki Ayşe, annesine sarılıp "Kalkmaaa!" derken, 5 yaşındaki Kerem, sabah enerjisiyle kanepeden kanepeye zıplamaktadır. 2 yaşındaki minik Zeynep ise gülücükler saçarak yatağında annesini bekler. Elif Hanım mutfağa koşup herkesin sevdiği bir kahvaltıyı hazırlamaya çalışırken bir yandan "Ayşe, pijamanı değiştir!" diye seslenir, bir yandan da Kerem'in ellerindeki kalemle duvarlara sanat yapmasını engellemeye çalışır. Kahvaltıdan sonra sıra oyun vaktine gelir. Çocuklar yere yayılan renkli oyuncakların arasında hayal dünyalarına dalarken, Elif Hanım bu fırsatı değerlendirip hızlıca evi toplar. Ama tabii ki huzur uzun sürmez. "Anne! Kerem benim oyuncağımı aldı!" sesleri yükselir. Bir yandan sorunu çözmeye çalışırken, bir yandan da Zeynep’i oyuncak kutusundan çıkarmak zorunda kalır. Günün en huzurlu anı, öğleden sonra herkesin bir masal kitabının başına toplandığı zamandır. Elif H...

Kaç saat uyuyalım?

  Gece uykusunu iyi alan bir insan ertesi güne, dinlenmiş, daha zinde, mutlu ve sıkıntılardan arınmış olarak başlar. Temiz uyku daha mutlu ve sağlıklı bir günü getirir. Uyumak insanlar için neredeyse yemek içmek kadar enerji verici ve gerekli bir durumdur. Başta beyin olmak üzere, vücut sistemimiz uyku esnasında daha yavaş çalışarak dinlenir, organizmamız bir anlamda kendini bakıma alır. Uyku demek yenilenmek demek Uyku, tıbbi bir terim olarak; “Organizmanın çevreyle iletişiminin geri döndürülebilir şekilde geçici ve periyodik olarak kesilmesidir.” diye tarif edilir. Günlük işlerden yorulan bedenimiz uyku ile gündelik hayata ara vererek; biyolojik ve kimyasal işlemleri sayesinde vücut yapısına zihinsel ve fiziksel güç kazandıran bir restorasyon döngüsüdür. Dinimize göre ise; küçük ölüm olarak tanımlanmaktadır. Kuran-ı Kerim’ de gece, uyku ve gündüz için; “ Sizin için geceyi örtü yapıp, uykuyu istirahat kılıp, gündüzü de çalışma zamanı yaptık.” diye buyrulmaktadır. Uyku hafif ölüm, ...

Toprak Giderse Vatan, Zihin Giderse Gelecek Kaybolur

  Çanakkale… Bugüne kadar çokça yazıldı, anlatıldı. Haliyle zihinlerde fazlaca yer edinmiş olabilir. Fakat ne kadar anlatılsa, anlata anlata dil yorulsa da az geliyor. Fedakârlık kelimesinin tam olarak manasını bulduğu bu topraklarda Çanakkale, bir fazla anlatılsa, daima bir eksik kalıyor. Anlatacağımız mevzu, gelecekle alakalı. Konumuz, cephede mücadeleye koşan gençler. Zira Çanakkale, Anadolu’nun geleceği demekti. Gençler de o geleceğin teminatıydılar. Osmanlı Devleti’nin, İslam’ın nuruyla yükselmeye başladığı günlerden itibaren Batı, sürekli Müslüman fütuhatını hissediyordu. Ticaret yolları, Osmanlı’nın elindeydi. Ta ki coğrafî keşiflerle beraber yeni, deniz aşırı ticaret yollarının keşfedilmesine kadar, bu böylece devam etti. Sömürgelerinden aldığı kaynaklarla zenginleşen Batı’nın özgüveni, yerine gelmiş gibiydi. Bundan sonra hedef, Osmanlı toprakları, İslam beldeleri olacaktı. Siyasî ve askerî her türlü mücadeleye hazırdı Osmanlı. Gerekeni yapmaktan hiçbir zaman çekinmeyen hal...

Türk Çayının Tarihi: Doğu Karadeniz’den Dünya Liderliğine Uzanan Yolculuk

 Çay, binlerce yıldır misafirperverliğin, dostluğun ve muhabbetin simgesi olmuştur. Üşüdüğümüzde, yorulduğumuzda ya da sıcak bir dost sohbetine ihtiyaç duyduğumuzda hep yanımızda olan bu özel bitki, yediden yetmişe herkesin keyifle tükettiği bir içecektir. Günün her saatinde sofralarımızda yer bulan çay, adeta günlük yaşamımızın ayrılmaz bir parçasıdır. Çay cenneti olan ülkemizde yalnızca Doğu Karadeniz’de yetiştirilen bu değerli bitki, Türkiye’nin dört bir yanında özenle demlenir ve büyük bir keyifle içilir. Dünyanın farklı dillerine Çincedeki “ç’a” (tcha) ve “t’e” (theh) kelimelerinden geçen çay, Türkler tarafından “çay,” Ruslar tarafından “chay,” Araplar tarafından “şây,” Japonlar tarafından “cha,” Avrupalılar tarafından ise “tea” olarak adlandırılır. Bu eşsiz bitki, kışın yapraklarını dökmeyen, bol yağış alan, dumanlı ve nemli iklimlerde yetişen küçük bir çalı türüdür. Çaygiller (Theaceae) familyasına ait olan çay, Hindistan, Çin, Sri Lanka, Bangladeş ve Japonya gibi ülkelerde ...

Y Kuşağı Kimdir? Özellikleri ve Onlarla Etkili İletişim Yolları

 Y Kuşağını Anlamak: Nereden Başlamalıyız? Bu yazıda Y Kuşağını daha iyi anlamak için onların genel özelliklerini ele alacağız. Bu bilgiler ışığında, bir Y Kuşağı bireyiyle daha sağlıklı bir iletişim kurabileceğinizi umuyorum. Körfez Savaşları, anne-babanın uzun iş saatleriyle birlikte her ikisinin de çalışması, “hemen şimdi” anlayışı, internet, iPod, PlayStation ve cep telefonu, bu kuşağın büyüdüğü dönemin anahtar kavramları olarak öne çıkıyor. Y Kuşağı Çocukları Nasıl Yetişti? Teknolojiye mesafeli, kanaatkâr ve otoriteye saygılı bir kuşağın çocukları olan Y Kuşağı, “Ben çektiğim sıkıntıyı çocuğum çekmesin” anlayışıyla yetiştirildi. Anne-babalarının bu hassasiyetiyle birçok imkân sunulmuş, çoğu zaman her istekleri yerine getirilmiştir. Y Kuşağının Karakteristik Özellikleri Y Kuşağı, önceki nesillere göre daha bireyci ve özgüveni yüksek bireylerden oluşur. Özerklik, hayatlarında önemli bir yer tutar ve hayallerinin peşinden gitmekten çekinmezler. Girişimcilik konusunda cesur olmala...

Kitap seçerken ilk izlenim ne olmalı?/kitap okurken nelere dikkat etmeliyiz ve nasıl okumalıyız?

Kitabın sayfalarını seri bir şekilde çevirin. İçerisinde fark ettiğiniz vurgulu yazılmış ifadeleri okuyun. Varsa resim ve tablolara göz gezdirin, ihtiyaç duyarsanız herhangi bir bölümden birkaç sayfa okuyun. Okuduğunuz bilgilerin aklınızda kalması için, okumayı sevmek için, okuma alışkanlığı kazanabilmek için, bilinçli bir okuyucu olabilmek için, okuma konusundaki ihtiyaçlarınızı giderebilmek için, okurken sıkılmadan usanmadan okuyabilmek için neler yapabiliriz? Öncelikle okuma işini asla ertelemeyin. İlk fırsatta hemen okumaya başlayın. Okumak için uygun ortam oluşturun.  Okuma sırasında sosyal medyadan uzak durun. Herhangi bir şeyin dikkatinizi dağıtmasına ve motivasyonunuzu bozmasına izin vermeyin. Oturduğunuz yer rahat olsun. Bulunduğunuz ortamın ışığına ve havalandırmasına dikkat edin. Ama her şeyin tam olmasını bekleyerek okumayı ertelemeyin. Seyahat sırasında dahi oturarak veya ayakta okuyun. Okumakla ilgili hiçbir durumu okumamak için bahane etmeyin. Okumak için sürekli fır...

Kedilere neden aşı yapılır?/kedi aşı takvimi /Apartmanda kedi beslenir mi?

 Kedilere neden aşı yapılır?  Kedilerin bağışıklık sistemini hastalıklara karşı güçlendirmek için belirli aralıklarla aşı yapılır. Bu aşılar, kedileri bakteri ve virüslere karşı korur. Aşılar sayesinde vücut, antikor adı verilen koruyucu maddeler üretir. Yeterli düzeyde antikor oluşması için aşıların düzenli olarak tekrarlanması gereklidir. Kedi aşı takvimi 6-8 haftalık: İç ve dış parazit tedavisi 8-10 haftalık: Karma aşı 9-11 haftalık: Lösemi aşısı 10-12 haftalık: Karma aşının tekrarı 11-13 haftalık: Lösemi aşının tekrarı 12-14 haftalık: Kuduz aşısı Apartmanda kedi beslenir mi?  Kırsaldan şehre göç eden insanlar gibi, hayvanlar da apartman yaşamına uyum sağlamak zorunda kalır. Köyde serbestçe dolaşan kediler, apartmanlarda dört duvar arasında yaşamaya alışmaya çalışır. Her apartman ve sitenin belirli kurallar içeren bir yönetmeliği bulunur. Bu yönetmelikte evcil hayvan beslenmesine dair kısıtlamalar olabilir. Ancak böyle bir kural yoksa, gerekli sorumluluklar alınarak ap...

Temizlik ve Hijyenin Sağlık Üzerindeki Şaşırtıcı Faydaları

 İnsan olarak pek çok şeye ihtiyacımız var; fiziksel, zihinsel ve ruhsal ihtiyaçlar. Bu ihtiyaçlarımız karşılanmadığında, türüne göre fiziksel veya psikolojik olarak etkileniyoruz. Gün içinde tamamlanması gereken işlerin yanı sıra ev işleri de angarya gibi görünebilir, ancak temiz ve düzenli bir alanın sağlığımıza birçok faydası vardır. Annemin, kendi annesinden öğrendiği eski bir sözü sıkça duyarım: “Yavrum, evini temiz tut ki misafirin geldiğinde mahcup olmayasın; kendini temiz tut ki, ölüm geldiğinde yüzün kara olmasın. Stresi Azaltır Temizlik, stresi azaltmaya yardımcı olur. Düzenli bir ortamda bulunmak, kişinin endişe seviyelerini düşürür. Araştırmalar, dağınık ortamlarda yaşayan bireylerin vücutlarındaki kortizol seviyelerinin daha yüksek olduğunu göstermektedir. Kortizol, vücudumuzda stres ve kaygıya yol açan bir hormondur. Dağınıklığın yüksek kortizol seviyeleriyle ilişkilendirilmesinin nedeni, beynimizin görüş alanındaki her şeyi işlemek zorunda kalmasıdır. Bu durum, günlü...

İnatlasmayan çocuk yetiştirmek için ebeveyn tutumları nasıl olmalı/inatlasmanin sebepleri nelerdir?

  İnatçı olmayan çocuklar yetiştirmek isteyen ebeveynler, bu tür değerlere öncelik verirler. Çocuk doğduktan sonra, ilk günler ve hatta ilk aylar, tamamen sevgi dolu geçer. Ancak küçük bebek, kendini keşfetmeye başladığında durum biraz karmaşık hale gelir. Çocuklarda inatlaşma genellikle 2 yaş civarında ortaya çıkar. Bu yaş, çocuğun bağımsızlaşmaya ve birey olduğunu fark etmeye başladığı bir dönemdir. Hem kendisini hem de çevresini keşfetmeye çalışır. Bu dönemde konuşmaya başlasa da istek ve düşüncelerini tam olarak ifade edemez. Bu nedenle çoğu zaman ebeveynleri tarafından anlaşılamaz. Genellikle kısa cümleler kurar, ancak ebeveynlerinden uzun açıklamalar dinler. Fakat gelişim aşamasında olduğu için uzun cümleleri anlaması veya takip etmesi zor olur. Çocuğun duygu ve düşüncelerini tam olarak ifade edebilmesi, belirli bir zaman gerektirir. İnatçılığın temel sebeplerinden biri, çocuğun birey olarak varlığını hissetmeye başlaması ve çevresine bu varlığı hissettirme çabasıdır. 2 yaşın...