Ana içeriğe atla

Bebeklerimizle kitap okumayı zevkli hale getirecek 5 yöntem!

Bebeklerimize nasıl kitap okumalıyız
Bebeklerimizle nasıl kitap okuyabiliriz.   

Büyük kızım Zeynep Sude'ye 6 aylıkken kitap dinletmeye başladık. Bazen ona uygun geleceğini düşündüğümüz kitaplar seçtik bazen de yavaş bile ses tonuyla kur'an-ı Kerim okuduk. Okunan bu kitapları anlayamasa da babasının kucağında meraklı dinlerdi. Zaman zaman aynı kitapları kendisi okuyormuş gibi yapar, babasının yaptığı taklitleri, ses tonunu, mimikleri yapmaya çalışırdı. İlk başta işe yaramaz gibi görülen okuma davranışımızın pek çok faydasını gördük. Kızımız hiç ummadığımız anda çok güzel, yerinde cümleler kuruyordu.
"O yaşlı bu kelimeyi nasıl söyledi, nereden biliyor"diye şaşar kalırdık. Ayrıca kendine güveni olan sosyal bir çocuk olarak büyüdü. Sadece bu misal değil bu konuda yaşanmış birçok güzel hadise verilebilir.
Bizden önceki nesillerin kitapla kurduğu bağ farklı idi. Genelde Siyer-i Nebi ve İslam Tarihinden kitaplar akşamları dinleyicilerine okunurdu. Ancak artık devir değişti. Bebeğiniz daha çocuk olmadan tehlikelerin etrafını sarabileceği bir dünyaya adım atıyor. Bu yüzden çok erken yaşlarda düşünebilme becerisini ona kazandırmak zorundayız. Kitap okuma işi bir taraftan onun zihni gelişimine destek olurken, diğer taraftan da bebeğimize soracağımız küçük soru cevaplarla ona düşünme pratikleri yaptıracağımız güzel bir ortama dönüşebilir.
Bu yüzden kitap okuma adımı ,bebeğimizin birkaç yönlü gelişimi için faydalı olacaktır. Ancak yine de birçok ebeveyn, bebeklerine kitap okumanın faydalarının farkında değildir. Oysa ki 6 aylıktan itibaren bebekler kendilerine güzel hikayeler okunmasından, okunan hikayelerdeki resimleri takip etmekten çok hoşlanırlar. Ayrıca ona kitap okumakla aranızda sıcak bir ilişki kurulacağını da unutmayın.
Bebeklerimize nasıl kitap okumalıyız
Okuyabilecegimiz kitaplar

Bu şekilde kalın, karton  kitapları seçebilirsiniz. Bebekler böyle kitapları daha kolay kavrarlar, sayfaları yırtılmaz.Bu kitapları okurken renkleri, hayvanları, taşıtları,meyve ve sebzeleri daha bir çok şeyi öğrenebilirler.Bu kitapları okurken çocuğumuzdan bebeğinizden sık sık bu ne soruları duyabilirsiniz.Bunu sizden öğrenmek için sorarlar.Her sorduğunda söylemek bebeğimizin dil gelişimi için çok faydalıdır.

Kitap okumanın çocuğunuza sağlayacağı faydalar;

Sizinle onun arasındaki bağların güçlenmesini,
düşünme becerisinin gelişmesini, bebeğinizin sosyalleşmesini,
konuşma ve dil gelişimini,
dikkat süresinin artmasını, 
dinleme becerisinin kazanmasını ve
daha sayamadığımız pek çok fayda sağlayacaksınız.

Bebeklerimizle kitap okumayı zevkli hale getirecek 5 yöntem!;

1.Konuşmalarınızda jest ve mimiklerinizi de kullanın.
2.Okurken çocuğunuzu da hikayeye dahil etmeyi unutmayın. 
3.Sürekli okumak yerine zaman zaman durun, ona hikaye ve resimler hakkında sorular sorun. 
4.Hikaye içindeki karakterin özelliklerine göre ses tonunuzu değiştirin. 
5.Yüzünüze mimikler katın.

Bebeklerimizle Kitap Okuma Pratikleri Nasıl Yapılır.

  1. Başlangıç tarihi yoktur. Doğduğu andan itibaren bebeğinizle kitap okumaya başlayabilirsiniz. 
  2. Kitap okurken bebeğinize yakın olun. Onun kucağınıza alın bebeğiniz siz kitap okurken kendini mutlu hissediyorsa ileride kitap okurken iyi duygular hissedecektir. 
  3. Kafiyeli kitaplar seçin. Kafiyeler dil ahenginin ve yapısının geliştirilmesine yardım eder. Ayrıca kelime hazinesinin gelişmesi için şiir türünde metinlerde okunabilir. 
  4. Bebeğinizin kitabı tutmasına izin verin. Bebekler kitapları kendi elleri ile ve ağızları ile keşfetmek ister. İçinden hareketli parçalar çıkan ya da dokusunu hissedecekleri kitapların yanında dayanıklı olmasına da özen gösterin.
  5. Ona model olun. Bebekler ailelerine kitap okurken gördüklerinde kendileri de kitap okumaya heveslenir. 
  6. Pekiştirin ve geliştirin. Bebeğiniz konuşmaya başladığında kelimelerini geliştirin. Bebeğiniz köpeğini gösterip "hav" dediğinde "evet bu köpek hav diye ses çıkarır." şeklinde çocuğunuzun kelime hazinesini geliştirin.
  7. Kitap okumayı eğlenceli hale getirin. Bebeğiniz kitap okumayı zevksiz bir şey olarak düşünmemeli. Bu sebeple okunan kitaptaki varlıklara uygun sesler çıkararak şarkılar, tekerlemeler söyleyerek kitap okumayı eğlenceli hale getirin.
  8. Kitapları çocukların ulaşabileceği yerlerde bulundurun. Odasındaki kitapları, rahatça ulaşabileceği bir yere koyun. Kendi kitapları ile oynamasına ve okumak için kendi istediğini seçmesine izin verin. Yırtarsa endişe etmeyin. Bebeklerin kitapla böyle de tanıştığını unutmayın. 
  9. Ne zaman durmanız gerektiğini bilin. Çocuğunuzun ilgisi dağıldığında ya da dikkatini toplamakta zorlandığında okumaya bir süre ara verin.
Bebek gelişimi ile ilgili daha fazla bilgi için bloğumuza bakabilirsiniz.

Kaynak: Gerçek Anne kitabından alıntıdır.
Yazar:Arzu Akça 


Yorumlar

Popüler yazılar

Zorbalığın üstesinden gelen dostluk

Zorbalığın Gölgesindeki Dostluk Bir zamanlar küçük bir kasabada, aynı sınıfta okuyan üç yakın arkadaş vardı: Hülya, Seda ve Büşra. Her gün birlikte okula giderler, ders aralarında neşeyle sohbet ederlerdi. Ancak, bir gün sınıflarına yeni bir öğrenci katıldı. Adı Sarp’tı ve kasabanın en güçlü çocuklarından biriydi. Sarp, okulun ilk gününden itibaren sınıfta kendine bir yer edinmeye çalıştı, ancak bunu arkadaşlarına zorbalık yaparak elde ediyordu. Hülya, Seda ve Büşra, ilk başta Sarp’ın onları rahatsız etmeyeceğini düşündüler. Ancak, zamanla Sarp, özellikle Büşra'ya takılmaya başladı. Büşra’nın uzun, dalgalı saçları ve sakin tavrı, Sarp’ın alay konusu olmuştu. "Sana kuaför bulmamız lazım, bu saçlarla böyle gezilmez!" diye dalga geçiyordu. Hülya ve Seda, Büşra’ya destek olmaya çalışsalar da, Sarp’ın zorbalıkları gitgide daha dayanılmaz hale geliyordu. Sarp, Büşra’nın eşyalarını saklamaya, onun hakkında dedikodular yaymaya başladı. Büşra ise bu durumdan dolayı içine kapanmay...

Mahremiyet ve Teşhir: Hayatımızdaki İnce Denge

 İnsan doğası gereği, izlenmekten ve gözetlenmekten hoşlanmaz. Yaptığı bazı eylemlerin gizli kalmasını, başka bir ifadeyle hayatında özel bir alanın bulunmasını arzular. Bu durum insanın yaratılışından kaynaklanan bir ihtiyaçtır. Ancak konu sanal dünyaya geldiğinde bu durum değişebilir. İnsanlar, burada gözetlenmeyi arzulayan bir tutum sergileyebilir. Günlük hayatta mahremiyetin zarar göreceğini düşündüğü için izlenmeye karşı çıkan bir birey, sanal ortamda bu konuyu o kadar önemsemeyebilir. Teşhir kelimesi “duyurmak, göstermek, açıklamak ve sergilemek” anlamlarını taşır. Ayrıca, herkesin görebileceği şekilde yayıp göstermek ya da sergilemek şeklinde de tanımlanabilir. Bu kelimenin kökeni “şöhret” kelimesine dayanır. Teşhir, şöhreti elde etme ve sürdürme noktasında önemli bir araç olarak kabul edilir. Şöhret hedeflendiğinde, teşhir bir şekilde devreye girer. Mahremiyet ise, kişinin gizli kalması istenen yönlerini ifade eder. “Başkalarından saklanan, görünmesi ya da duyulması istenme...

Kitap seçerken ilk izlenim ne olmalı?/kitap okurken nelere dikkat etmeliyiz ve nasıl okumalıyız?

Kitabın sayfalarını seri bir şekilde çevirin. İçerisinde fark ettiğiniz vurgulu yazılmış ifadeleri okuyun. Varsa resim ve tablolara göz gezdirin, ihtiyaç duyarsanız herhangi bir bölümden birkaç sayfa okuyun. Okuduğunuz bilgilerin aklınızda kalması için, okumayı sevmek için, okuma alışkanlığı kazanabilmek için, bilinçli bir okuyucu olabilmek için, okuma konusundaki ihtiyaçlarınızı giderebilmek için, okurken sıkılmadan usanmadan okuyabilmek için neler yapabiliriz? Öncelikle okuma işini asla ertelemeyin. İlk fırsatta hemen okumaya başlayın. Okumak için uygun ortam oluşturun.  Okuma sırasında sosyal medyadan uzak durun. Herhangi bir şeyin dikkatinizi dağıtmasına ve motivasyonunuzu bozmasına izin vermeyin. Oturduğunuz yer rahat olsun. Bulunduğunuz ortamın ışığına ve havalandırmasına dikkat edin. Ama her şeyin tam olmasını bekleyerek okumayı ertelemeyin. Seyahat sırasında dahi oturarak veya ayakta okuyun. Okumakla ilgili hiçbir durumu okumamak için bahane etmeyin. Okumak için sürekli fır...

Sosyal Medyanın Dikkat Dağıtıcı Etkisi ve Odaklanma Becerinizi Geliştirme Yolları

 Bir işin ortasında, mesela bir toplantı devam ederken, video izlemek istiyor insanlar. Dikkat süresini 19 saniye olduğunu ispatlayan bir durum bu. Toplantıda olduğunuz için sesi açamıyor, yazılım bu durumu fark ediyor. metin altta yazı olarak görünüyor. Meşgul olduğunuz zamanda bile, videoya maruz kalmanızı kolaylaşıyor. Video içerik üretiminde öne çıkan uygulamalar, belki de kendilerini uykuyla ilişkilendiremedikleri için bu alanın dışında kalıyorlar. İstanbul'un yoğun trafiğinde bile, araç kullanırken video izleyen sürücülere rastlamak mümkün. Trafikte fırsat buldukça birkaç saniye izleyip yollarına devam ediyorlar. İnternetin olduğu her yerde izlenmeye çalışılan videoların farklı bir boyutu var. Özellikle bağlantısız, kesintisiz içerik anlayışı dikkat çekici. Günümüzde odaklanma süresi öyle azaldı ki, bir konuya sadece 19 saniye boyunca dikkat verebiliyoruz. Artık yarım saat boyunca tek bir konuya odaklanabilmek adeta bir başarı haline geldi. Uygulamalar, kullanıcıların ilgisi...

Okula uyum süreci/Ayrılık kaygısı/Okul fobisi

Okula uyum süreci/oryantasyon  OKULA UYUM SÜRECİ /OKUL FOBİSİ/AYRILIK KAYGISI Anaokullarında eğitimin başlamasına az kaldı.Çocuklarımız ağlıyor doğal olarak annelerinden ayrılmak istemiyor.Yeni bı ortama girecekler onlar için de hiç kolay değil.Anneler ve babalar olarak bize düşen sakin kalmak zira biz bile yeni bı ortama girdiğimizde aynı şekilde bı tedirginlik yaşıyoruz.Onlar daha çok küçük bunu siz ebeveynleri ve öğretmenleri sayesinde aşacaklar.Bu dönemde pedegogların bize önerdiği şeyleri burada sizlerle paylaşmak istiyorum. İlk olarak çocuğu okula bırakırken asla yalana basvurmayın. Ağlıyor diye çocuğu alıp eve götürmeyin.Kaçarak uzaklaşmayın. Mutlaka vedalaşarak ayrılın. Cocugunuza ne zaman doneceginizi söyleyin. Söylediginiz saatte okulda olun.Çocugun size güvenmesi ve endişelerinin azalmasında bunlar kritik noktalardır.Cünkü çocuklarımızın okula gitmek istememelerinin temel nedeni ayrılık kaygısıdır.Anne , babadan ayrılmak istemediği için okula gitmek istemez...

Çocuklara Zaman Yönetimini Öğretmenin Püf Noktaları

  Çocuklara Zaman Yönetimini Öğretmenin Püf Noktaları Çocuklar bebeklikten itibaren zamanlarının büyük kısmını aileleriyle geçirir. Zaman kavramını ve bu zamanı nasıl değerlendireceklerini de en çok ailelerinden ve eğitim süreçlerinden öğrenirler. Araştırmalar, çocuğun karakterinin %90’ının 7 yaşına kadar şekillendiğini gösteriyor. Bu nedenle özellikle 7 yaşına kadar alacakları zaman yönetimi eğitimi, ileride anın kıymetini bilen ve zamanı verimli kullanan bireyler olmalarına yardımcı olacaktır. Zaman Algısının Temelleri: 3-4 Yaş ve Sonrası Çocuklarda zaman kavramı genelde 3-4 yaş civarında gelişmeye başlar. Ancak bu eğitimi başlatmak için belli bir yaş sınırı yoktur. Doğumdan itibaren düzenli bir rutinin oluşturulması ve günlük konuşmalarda zamanla ilgili ifadelerin kullanılması, çocukların zaman algısının temellerini atar. Örneğin; “Sabah kalktık, kahvaltı yaptık, biraz sonra oyun oynayacağız” gibi cümlelerle zaman mefhumunu anlamalarına destek olunabilir. Zaman Algısına Hazır...